Dört köşe uzunlamasına kesilmiş ağaç...

Dilme,
Kalas,
Dilmek işi.
Dört köşe uzunlamasına kesilmiş ağaç.
Dört köşe kesilmiş ağaç, kereste, uzun direk.
Dört köşe kesilmiş ağaç.
İnşaat için dört köşe kesilmiş ağaç, kereste.
Bir bütünü küçük ve yassı parçalara ayırarak kesmek.

Dilme sözcüğünün yörelerimizde halk dilindeki başka alamları:
Küçük toprak parçası, tarlanın bir parçası.
Küçük derelerin getirdiği kum, çakıl gibi şeylerden meydana gelen toprak yığını.
Zeytini bıçakla yararak yapılan zeytin salamurası.
Koyun ve keçinin boyun ve kürek kemiğinin çevresindeki etli kısım.
Sığır budunun dış kısmından elde edilen, dikdörtgen biçiminde pastırmalık et parçası, but dilmesi veya bu parçadan yapılan pastırma.
Üzüm suyundan yapılan peltenin güneşte kurutulmuş ve lokum büyüklüğünde kesilmiş olan parçası.
Özellikle Gaziantep yöresinde üzümlerin ezilip suyunun çıkartılması, büyük kazanlarda kaynatılması, ve belli başlı aromaların karıştırılmasıyla yapılan bir tatlı.

Kimi kağıtların dokusunda bulunan ve ancak aydınlığa tutulunca görülen çizgi, resim ve yazı gibi biçimler...

Filigran,

Suyolu.
Su damgası,
Fransızca: filigrane,
İtalyanca: filigrane.
İngilizce: watermark, waterline,

Kimi kağıtların dokusunda bulunan ve ancak aydınlığa tutulunca görülen çizgi, resim ve yazı gibi biçimler.
Bazı kağıtların dokusunda bulunan, ışığa tutulduğunda görülebilen çizgi, resim veya yazı.
Bir kağıdın dokusunda bulunan ve ancak ışığa tutulduğunda görülebilen çizgi, resim, yazı ya da im.

Genellikle para ve devletçe çıkarılan kimi değerli kağıtlarda kullanılmak üzere yapılan kağıtlarda bulunan, kağıdın yapımı sırasında dokusuna işlenmiş olan ve ancak ışığa tutulduğunda görülebilen çizgi, resim, yazı gibi bir gizli, özel im.

Filigran ya da suyolu, bazı kağıtların yapısında yer alan ve ışığa tutulması durumunda görülebilen resim ya da yazı olarak tanımlanmaktadır. Posta pullarında, banknotlarda ve devlete ait olan resmi belgelerde özellikle kalpazanlığı engellemek amacıyla sık sık kullanılmaktadır.

Süs olarak kullanılan yuvarlak püskül...

Ponpon,

Pompon,
Fransızca: pompon, pom pom.
İngilizce: pompon, powder puff.
Yün topu.
Yuvarlak püskül,
Süs olarak kullanılan yuvarlak püskül.
Pudra sürmek için kullanılan yumuşak tüylü tuvalet gereci.
Pudra sürmekte kullanılan, püskülümsü uzantıları bulunan tuvalet aracı.
Saçta, kadın giysisinde, eşya döşemesinde vb. süs olarak kullanılan yuvarlak püskül.

Pompom:
Otomatik uçaksavar topu.

Ponpon kızlar:
Spor müsabakalarından önce ve aralarda seyircileri coşturmak için gösteri yapan genç kızlar. Bu kızlar bir çeşit amigodurlar. 

Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan...

Tasar,
Taslak,
Plan,
Resim,
Desen,
Yazı,
Çizim,
İngilizce: plan, design.
Fransızca: plan, conception.
Almanca: grundriss
Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan.
Bir oluşum, süreç ya da gidişi yöneltmek ve denetim altına almak üzere yapılan düzenleyici tasarımlar bütünü.
Bir düşüncenin, bir yapıtın gerçekleştirilmesi için uyulması gereken düzen ya da bu düzeni gösteren çizim.
Bir sanat eserinin, yapının veya teknik ürününün ilk taslağı, desen, dizayn.
Bir araştırma sürecinin çeşitli dönemlerinde izlenecek yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve, dizayn.
Bir yapının kurulması için mimarın yaptığı çizim.
Bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim.

Tasarı:
Yapılması düşünülen şey ve bunun zihinde tasarlanan şekli, proje.
Üzerinde görüşme ve oylama yapılmak üzere yetkili bir kurula verilen teklif metni, layiha.

Tasar sözcüğünün halk dilinde diğer anlamı:
Saban oku, boyunduruk vb. şeyler yapmak için yontularak biçimlendirilen odun.

Japonya’da yaşayan engerek yılanı...

Habu,
Japonya’ da yaşayan engerek yılanı.
Okinawa' ya özgü zehirli bir engerek yılanı türü.
Bu türün şarabı da yapılır.
Yılan konusunda her insanın içinde bir korku vardır.
Dünyanın en zehirli ve öldürücü yılanları:
Taipan yılanı,
Mavi Bongar yılanı,
Kaplan yılanı,
Ölüm Adderi,
Kahverengi yılan,
Kara Mamba yılanı,
Russell Engereği,
Engerek yılanı,
Çengel burunlu deniz yılanı,
Çıngıraklı yılan,

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ