Dindar...

Mütedeyyin,
Arapça: mutedeyyin.
Dindar.
Din ile vazifeli. 
Dinine bağlı, dindar.
Dinine bağlı (kimse), dindar.
Bir dîni kabul etmiş olan (kimse).
Dindar, dini emirlere ve yasaklara uyan.
Sağlam müslüman, dine muhalefetten sakınan, dinine sadık olan.
Arapça, dînine bağlı olmak anlamındaki  tedeyyun kelimesinden türetilmiştir.

Arapça bir kelime olan Mütedeyyin kelimesinin eskiden kullanılan başka anlamları:
Borçlu olan.
Borç edilen, borçlanılan.

Baklagillerden, ana yurdu Akdeniz kıyıları olan, birleşik telek yapraklı, çiçekleri sarımtırak renkte, tanesi baklamsı bir bitki ...

Nohut,
Humus,
(Cicer arietinum).
Farsça: nohud.
Fransızca:pois chiches,
İngilizce: chickpeas,
Almanca: kichererbse,
Latince: Cicer arietinum

Baklagillerden, ana yurdu Akdeniz kıyıları olan, birleşik telek yapraklı, çiçekleri sarımtırak renkte, tanesi baklamsı, 50 santim boyunda, bir yıllık bitki.
Bu bitkinin bol nişastalı, yuvarlak tanesi; humus. 
Bu bitkinin yemek veya leblebi yapılan, besleyici maddesi zengin, bol nişastalı yuvarlak tanesi.
Baklagiller (Leguminosae) familyasından, beyaz çiçekli, yenen tohumları için kültürü yapılan, ülkemizde 8 yabani türü bulunan, tek yıllık, otsu bir bitki.

Nohut (Cicer arietinum L.):
Binlerce yıldan bu yana tarımı yapılan ender bitkilerden biridir. Anavatanı olarak Türkiye’nin güney doğu bölgesi gösterilmektedir. Pek çok kaynağa göre, bu bölgede yaklaşık 7000-7500 yıl önce nohut yetiştirilmekteydi. 
Nohut, tanelerinde bulunan % 20-25 protein, % 40-60 karbon hidrat, % 4.5-5.5 yağ, fosfor ve kalsiyum sayesinde insan beslenmesinde önemlidir. Dünyada tarımı yapılan nohut çeşitleri, tane iriliğine, şekline ve rengine göre Desi tipi ve Kabuli tipi nohut olarak iki ana grup altında toplanmışlardır.

Nohut yetiştirilmesi kolay bir bitkidir. Anadolu'da kıraç alanlarda yetiştirilir. Su kıtlığına iyi dayanır ve toprak kalitesine pek önem vermez. Yaprakları 5 - 15 mm büyüklüğünde ve 30 mm'ye kadar tomurcukları uzayabilir. Tohumları kurumadan yeşil olarak da yenebilir. Kurutulmuş nohut birçok yemekte kullanılır.

Nohut protein açısından zengindir. Nohut, humus yapımında kullanılan ve ıslatılıp otlar ve baharatlarla kaba bir şekilde öğütüldükten sonra köfte yapılıp kızartıldığında falafel olarak kullanılan Akdeniz ve Orta Doğu mutfaklarının temel bir bileşenidir.

En çok üretildiği ülkeler; Türkiye, Kuzey Afrika, Meksika, Hindistan, Pakistan ve İspanya 'dır. Ancak biz o kadar çok tüketiyoruz yada üretmiyoruz ki Kanada'dan nohut ithal ediyoruz.

Nohut çeşitlerinden bazıları şunlardır:
Koçbaşı nohut.
Leblebilik nohut.
Yuvarlak nohut.
Karışık nohut.

Tescil edilmiş nohut türlerinin adları şöyledir;
Akça, Atabay, Azkan.
Bahadır, Botan,
Caner, Canıtez,
Çakır, Çiftçi.
Duru,
Göksu, Göktürk,
Hisar.
Işık, 
Nihatbey,
Onur,
Sevda, Sezgin,
Yaşa, 

Nohutlu yahni:
Akdeniz Bölgesi'nin Taşeli yöresine ait yerel bir yiyecektir. Bölgede genellikle düğünlerde, bayramlarda ve asker uğurlamalarında yapılır.

Malzemeler: Nohut, kemikli keçi ya da koyun eti, kuru soğan, sıvı yağ, biber salçası ve tuz.
Yapılışı: Geceden ıslatılan nohut ertesi günü haşlanır. Kemikli keçi eti büyükçe parçalar halinde genellikle bir haranada ya da kazanda haşlanır. Haşlandığından yumuşayan et, başka bir kazana alınıp içine ince doğranmış kuru soğan ile yeteri kadar biber salçası konularak kavurulur. Ardından, kavrulan ete, daha önce bir kaba alınan et suyu ile haşlanmış nohut eklenip üzerine yeteri kadar tuz da ilave edilerek kısık ateşte kaynamaya bırakılır. Piştikten sonra çoğu zaman keşkek ile birlikte servis edilir.

Radyasyon...

Işıma,
Işınım,
İnşia, 
Aydınlanma,
Radyasyon.
İngilizce: radiation, 
Fransızca: rayonnement, radiation, 
Almanca: strahlung.
Herhangi bir enerjinin ışık demeti gibi yayılması, inşia, radyasyon.
Parçacıklar ya da elektromanyetik dalgalar biçiminde erke yayımı ya da taşınması, ışınım.
Dalgalar ya da parçacıklar halinde uzaya yayılan erke.
Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga devinimi yoluyla yayılması.
Enerjinin elektromagnetik dalgalar ya da parçacıklar halinde yayınımı veya dağılımı.

Benzeyen, andıran...

Mail,
Eğik, eğri,
Meyilli. 
Eğilimi olan.
Arapça: mail.
Arapça, eğilmek, meyletmek anlamındaki meyl kelimesinden türetilmiştir.
Bir yana, bir tarafa doğru eğilmiş, meyletmiş.
Eğilmiş olan, eğik, eğinik, yalman.
Bir şeye yatkınlığı, yeteneği olan.
Ehil, iyal, çoluk çocuk.
Eğik, eğilmiş.
Andırır, benzer, –e çalar, yakın.
Benzeyen, andıran.
Bir tarafa eğilmiş.
İstekli, hevesli, arzulu.
Hevesli. 
İstekli
Düşkün.
Benzer,

Mail olmak; 
Hayran kalmak, vurulmak.
Gönlünü kaptırmak.

Tünek...

Pinek,

Tünek.
Fransızca: perchoir.
İngilizce: perch,
Kuşlar ve kümes hayvanlarının üzerinde tünedikleri dal veya sırık.
Kümes içinde bulunan kümes hayvanlarının pineklediği yer.
Tavukların geceleri uyuduğu, dinlendiği bölme.

Balıkesir - Susurluk, Tokat, Eskişehir, Çorum, Merzifon ve köyleri - Amasya, Ordu, Erzurum, Niğde yöerelerinde halk dilinde kullanılmaktadır.
Kümes anlamındaki "pin" kelimesinden esinlenerek pinek kelimesi kullanılmıştır.

Pinek sözcüğünün diğer anlamları:
Kümes,
Kuş yuvası.
Küçük pencere,
Geceleyecek, yatacak yer, ev.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ