Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç...

Makara,
Manişka,
Kriko,
Kasnak,
Tambur, 
İngilizce: pulley, roller,
Fransızca: poulie.
Bulgarca: makara,
Sırpça: makara.
Arapça: bekere.
Rusça: katuşka bobina baraban.
Yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç.
Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç.
Bulmacalarda, bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç makara veya manişka olarak yanıtlanabilir.
Alternatif olarak, ağır bir yükün yerden yükseltilmesini sağlayan alet için kriko cevabı verilebilir.
Ağır yükleri kaldırmada kullanılan ve biri iki, diğeri üç dilli iki makaradan meydana gelen palanga.
Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet. 
Bir yere takılıp üzerindeki oluktan urgan, halat vb. bir şey geçirilerek çekilmek sûretiyle yuvası içinde kolayca döndürülebilen, madeni bir tekerlek yardımıyle ağır yüklerin kaldırılmasında veya çekilmesinde kullanılan araç, palanga.
Yükleme ve boşaltmada kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında bir halat yardımıyle dönen tek veya daha çok tekerlekli mekanik düzenek.
Makara, çevresinden ip geçirilen, bir eksen etrafında dönen ve yükleri daha az kuvvetle kaldırmayı veya kuvvetin yönünü değiştirmeyi sağlayan basit bir makinedir; yük kaldırmak ise bu mekanizmayı kullanarak ağır nesneleri güvenli ve kolay bir şekilde yerden yukarı taşımak anlamına gelir. Makara sistemleri, özellikle çoklu makaralar (palanga) kullanılarak kuvvet kazancı sağlar, böylece iş güvenliğine katkıda bulunulur. 

Makara sözcüğünün başka anlamları:
Ağaçtan, plastikten vb. yapılmış, üzerine iplik, tel, şerit, film gibi bükülebilir her türlü şey sarmakta kullanılan, kenarları çıkıntılı, ortası ekseni boyunca delik, türlü büyüklükte olabilen silindir biçimli nesne.
Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin.
Üzerine iplik, ip, şerit gibi şeyler sarılan, kenarları çıkıntılı bir mile takılıp döndürülebilecek şekilde delinmiş silindir.
Bir ip veya halatın sarıldığı, dönen silindir (kasnak) şeklinde bir düzenektir.
Hindistan sanatında sıkça betimlenen timsah, yunus ve fil karması efsanevi su canavarı.
Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti.
Hint sanatında timsah, yunus ve fil karması olarak betimlenen efsanevi su canavarı.
Çadırın ip takılacak yerlerine bağlanan dirsekli çomak.
Menşei Almanya olan bir kek çeşidi.

Manişka:
Palanga,
İtalyanca: manesco.
İki dilli iki makara ile yapılan palanga.

Avrupa'da 12. yüzyıldan bu yana tıbbi amaçla bahçelerde yetiştirilen bir çiçek...

Kalendula,
Latince: Calendula,
Kalendula çiçeği,
(Calendula officinalis),
Aynı safa (Gece sefası),
Kadife çiçeği,
Kandil çiçeği,
Altuncuk, Altıncık,
Şamdançiçeği,
Portakal nergisi.
Marigol,
Neven,
Ölü çiçeği.

Avrupa'da 12. yüzyıldan bu yana tıbbi amaçla bahçelerde yetiştirilmektedir. 
Kalendula çiçeği, ismini ayın ilk günü anlamına gelen “calendae” kelimesinden almaktadır. Bunun nedeni ise ocak ayında ilk defa çiçek açmasıdır. Çok sayıda hastalığa ve cilt sorununa faydaları bulunan Calendula (Aynısefa) bitkisi, Akdeniz ülkelerinde ve Kanarya Adaları bölgesinde yetişir. Bu bitki, sarı ve turuncu renklerde olabilir. Aynısefa olarak bilinen calendula, Kore kozmetiğinde son derece popüler olan bir bitkidir. Kalendula çiçeği, güçlü antioksidan özelliği sayesinde cildin toksinlerden arınmasını sağlar. Papatyagiller ailesinden gelen Kadife çiçeği, cildin daha pürüzsüz ve ışıltılı görünmesini sağlar.

Yaşlı ve zayıf (kimse)...

Tirit,
Farsça: terid,
Yaşlı ve zayıf (kimse).
Eski dilde,  Yaşlı ve zayıf (kimse).
Güçsüz, yaşlı kimse.
Yaşlı ve güçsüz (kimse).
Türk Tuluat tiyatrosunda ölecek durumda yaşlı adam.
Türk doğaçlama tiyatrosunda bitkin, yaşlı adam tipi.

Tirit sözcüğünün başka anlamları:
Yemeğin suyu.
Ekmek ile yapılan bir yemek,
Kızartılmış ekmeğin et suyuyla haşlanmasıyla yapılan yemek.
Et suyuna kızartılmış veya bayat ekmek konularak yapılan yemek.
Herşeyini satarak yolsul kalmış kimse.
Etin sinirli bölümü.
Her şeye burnunu sokan (kimse).
Ölçüsüz, yersiz davranışlar yapan.
Değer, eder.

Denizcilikte, tören için mürettebatın küpeşte boyunca düzenli biçimde dizilmesi...

Çamariva,
İtalyanca: chiama arriva,
Gemi armasına çıkma emri. 
Gabyacıların direklere çıkması için verilen komut.
Tören için armaya çıkma, küpeşte boyunca dizilip sıralanma kumandası.
Denizcilikte, tören için mürettebatın küpeşte boyunca düzenli biçimde dizilmesi.
Askeri denizcilikte, tören için mürettebatın küpeşte boyunca düzenli biçimde dizilmesi.
Mürettebatın küpeşte boyunca dizilerek tören yapar. Bu esnada kutlama, selamlama yapılır.

Atın başını vurmasını engelleyen kayış...

Kelepser,
Farsça: kelebser
Atın başını vurmasını engelleyen kayış.
Atın baş vurmasını engelleyen kayış.
Atın baş atmasını önleyen kayış düzeni.
Kafa vurmasını engellemek için ata takılan kayış.
Atın ve binicinin güvenliği için gerekli olan malzeme.

Oyan:
Atın başına geçirilen dizgin ya da süslere de oyan denir.
Atın başındaki süsler ve koşumlar.
At başındaki koşumlar ve süsler.
Gem, Atın ağzına takılan demir araç.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ