Arkadan yükleme asansörü veya rampası olan bir gemi türü...

Roro,
Roro gemisi,
İngilizce: roll on roll off, 
PCTC; Araç, 
ConRo; Konteyner,
Ropax; Yolcu-araç.
Arkadan yükleme asansörü veya rampası olan bir gemi türü.
Roro(Bindir - İndir), gemisi, tekerlekli araç taşımacılığında kullanılan gemilerdir. 

Roro gemisi, tekerlekli araçların (otomobil, kamyon, treyler) kendi tekerlekleriyle gemiye yüklenip boşaltıldığı bir deniz taşıma türüdür. Bu gemiler, hızlı ve pratik yükleme-boşaltma süreçleri için özel rampalara sahiptir. PCTC, ConRo ve Ropax gibi türleri bulunur. 

Ropax gemileri hem yolcu hem araç taşıyabilirken, PCTC ve ConRo yalnızca belirli yüklere odaklanır. Özellikle otomotiv, inşaat ve lojistik sektörlerinde yaygın kullanılır. Türkiye’de İstanbul, Mersin ve İzmir limanları bu taşımacılık için önemli merkezlerdir.

Modern roro gemilerinin, kökenleri yüz yıldan daha eskiye, buharlı trenin ilk günlerine kadar dayanmaktadır. Gemiler, köprüler için çok geniş olan nehirleri geçmek için özel olarak tasarlanmıştı ve özel araçlar da bu gemiler ile taşınmaya başlandı.

Yüksek (yöresel)...

Azer,
Yüksek.
Karşıtı: Alçak.
Farsça: azer.
İngilizce: high, loud,
Fransızca: haut.
Çanakkale-Lapseki ve Konya yörelerinde azer sözcüğü yüksek anlamında kullanılmaktadır.
Altıyla üstü arasındaki uzaklık çok olan.
Belli bir yere göre daha yukarıda bulunan.
Düzeyi, belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan.
Üstün, yüce, ulvi, seviyeli.

Yüksek kelimesinin diğer anlamları:
Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan, güçlü, şiddetli.
Derece veya makamı bakımından üstün.
Normal değerlerin üstünde olan.
Erdemli, faziletli.
Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan.
Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan; ali, mürtefi.
Güçlü, şiddetli olan.
Etkili olan,

Azer sözcüğünün başka anlamları:
Mecusilere göre güneşe memur meleğin adı.
Hz. İbrahim' in babasının veya amcasının ismi.
Anzer yaylası balı,
Ateş,

Azeri; 
Ateşle veya ateşperestlikle ilgili.
Ateşe tapan (kimse), 
Ateşperest, mecusi.
Azerbaycan halkından olan veya bu halkın soyundan gelen kimse.
Azerbaycan’a ve Azerbaycanlılar’a ait.
İslami geleneğe göre Azer, Hz. İbrahim'in putlara tapan babasıdır.
Ateşten yaratılma bir yaratık.
Farsça'da ateş anlamına gelir ve mazdacı inanışta ehrimen'le mücadeleyle görevlendirilen meleğin adıdır.

Mecazen, minnet altında kalan...

Gebe,
Mecazen;
Minnet altında kalan.
Bir birikim sonucu ortaya çıkması beklenen (durum veya olaylar).
Yeni bir oluşa hazırlanma döneminde olan, içinde açığa çıkmaya hazırlanan şeyler bulunan.
Gebedek; şişman, karnı büyük olan. 

Gebe,
Hamile,
İki Canlı,
Yüklü,
Aylı,
Gümenli,
İngilizce: pregnant.
Fransızca: enceinte.
Almanca: schwanger.
Arapça: hamile.
Dölyatağında yavrusu bulunan canlı.
Döl yatağında gelişen bir yavru taşıyan dişi.
İçinde oğulcuk veya dölüt bulunan (döl yatağı).
Karnında yavru bulunan (kadın veya hayvan); yüklü, hamile, iki canlı, aylı.
Karnında yavru bulunan (dişi), yüklü, hamile.

Gerçekleşmiş olan şey, olmuş bir iş...

Olut,
Fact,
Olgu,
Vaka,
Vakıa,
Rusça: fakt.
İngilizce: case.
Fransızca: fait, 
Almanca: faktum, 
Latince: factum.
Yapılmış olan.
Gerçekleştirilmiş, yapılmış.
Oluşturulmuş, yaratılmış.
Olmuş iş, gerçekleşmiş şey.
Gerçekleşmiş olan şey, olmuş bir iş.
Olmuş iş veya gerçekleşmiş şey gibi ifadeler kullanılabilir. 
Oluşturulmuş, yaratılmış veya gerçekleştirilmiş gibi anlamları da olabilir.
Gerçekleşmiş olan şey veya olmuş bir iş için en uygun terim olgu'dur. Olgular, gözlem ve deneylerden doğan, gerçekte olan ve tekrar edilebilen olaylardır.

Olası Anlamları:
Bir şeyin tamamlanmış, meydana gelmiş halini ifade eder.
Bir şeyin meydana getirilmesi, bir şeyin var edilmesi anlamında da kullanılabilir. 
Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç; vakıa, fenomen.
Varlığı deneyle kanıtlanmış şey.
Edebi eserlerde olayı geliştiren davranış, iş.
Gözlenebilir ya da görgül işlemlerle kavranabilir olan ve kendine özgü bir örüntüsü bulunan olay.

Toprak ve rutubet muhafazası için çayır ve meralar üzerine bırakılan veya başka yerlerden getirilip serpilen her türlü bitki artığı...

Malç,
Küspe,
Meraya bırakılan bitki artığı.
Toprak ve rutubet muhafazası için çayır ve meralar üzerine bırakılan şeylere meralara bırakılan ot örtüsü veya bitkisel artıklar denir. Bu, meraların doğal bitki örtüsünün kendisi veya çiftçilerin ekleyebileceği, toprağı örten otlar ve bitkisel materyaller olabilir.

Toprak yüzeyinde bir örtü tabakası meydana getirmek yüzeyi gölgelendirmek, buharlaşmaya engel olmak için yapılan işleme malçlama denir.
 
Malçlama (Toprağın Siperlenmesi):
Ağaçların altına kuru ot, saman, vb gibi örtme materyaliyle konmuş bitki artıklarına malç, bu işleme malçlama denir. Toprak yüzeyinde bir örtü tabakası meydana getiren malç devamlı olarak yüzeyi gölgelediğinden güneş ve rüzgar nedeniyle oluşacak buharlaşmaya engel olmaktadır. Eğer bahçede yabancı otlar varsa bunların biçilip yerlerinde bırakılmaları bir çeşit malç görevi yapar.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ