Trakya bölgesinde çulluk kuşu için kullanılan yerel bir isim...

Yelve.
Gagalı,
Bakaça,
Bekas, 
Bekasin, Bigatsa,
Çulluk, Çinluk, Çulık,
Lökeşe (Lökeşi, Lökeçe),
Pırnakal,
Yaban tavuğu, 
Trakya bölgesinde Yelve ve Gagalı olarak bilinir. 

Çulluk kuşu (Scolopax rusticola, ortolan).
Yelve kuşu, Yelvekuşu, Gagalı ve Bekas da denilen çulluk; Yağmurkuşları takımının, çullukgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'da yaşar. Çulluk, uzun gagalı, kahverengi tüyleri sarımsı lekelerle süslü, tarçın rengindedir. Ormanlık ve çalılık alanlarda yaşayan bir göçmen kuştur. Boyu ortalama 35-38 cm civarındadır. Genellikle nemli orman zeminlerinde, çürüyen yaprakların arasındaki solucanlar ve kurtçuklarla beslenir. Sonbahar ve kışın avcılar tarafından avlanan bir kuştur.  Kıyı çulluğu, bataklık çulluğu, kervan çulluğu gibi türleri ardır.

Yelve sözcüğünün başka anlamları:
Şımarık, haylaz, delidolu.
Kadınların giydiği şayak ceket.
Yelve, Trakyada gömlek, bluz anlamında kullanılır.
Bıldırcına benzeyen bir su kuşu,
Genel sözlük ve ornitoloji terminolojisinde yelve kuşuna florya (yeşil ispinoz) da denir.  Florya(Flurya) veya Yeşil İspinoz adlı ötücü kuşu ifade eder. Florya, ötücü kuşlar takımına ait, genellikle yeşilimsi tüyleri olan, yaygın bir bahçe ve orman kuşudur.

Dili tutulmuş, konuşamaz hale gelmiş, dilsiz...

Lalüebkem,
Dilsiz,
Farsça: lalüebkem,
Lal kelimesinden türetilmiştir.
Dili tutulmuş, konuşamaz hale gelmiş, dilsiz.
Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş (kimse).
Konuşma yeteneğini geçici veya kalıcı olarak kaybetmiş, dili tutulmuş kişi.
Bir kişinin şaşkınlık, korku veya üzüntü gibi sebeplerle konuşamaması durumunu ifade eder.
Lalüebkem, Farsça bir kelime olup, dili tutulmuş, konuşamaz hale gelmiş, dilsiz anlamına gelir.
Özetle, bir kişinin aniden şok olması, aşırı derecede üzülmesi veya çok şaşırması gibi durumlarda, sözlerinin boğazında düğümlenmesi ve konuşamaması halini tanımlar.
Lalüebkem, dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş, dilsiz anlamına gelen bir sıfattır.

Sıcak iklimlerde yetişen, tohumları iç sürdürücü olarak kullanılan bir bitki...

Halile,

Arapça: halile,
Farsça: helile,
(Terminalia chebula)
Sıcak iklimlerde yetişen, tohumları iç sürdürücü olarak kullanılan bir bitki.
Hindistan, Nepal gibi tropikal bölgelerde yetişir. Kara Halile ile Sarı Halile gibi farklı türleri vardır. 

Halile, Güney Asya'da yetişen ve geleneksel Ayurveda tıbbında sıkça kullanılan Terminalia chebula ağacının kurutulmuş meyvesidir. Sindirim sorunları (kabızlık, ishal), bağışıklık güçlendirme ve detoks gibi amaçlarla kullanılır. Antioksidan, antienflamatuar ve antibakteriyel özellikleriyle bilinir. Sindirim sistemini düzenler, bağışıklığı güçlendirir ve karaciğer sağlığını destekler. Çay, toz veya kapsül olarak kullanılabilir. Yan etkileri arasında mide rahatsızlıkları, kan şekeri düşüklüğü, alerjik reaksiyonlar ve elektrolit dengesizlikleri bulunur. Özellikle uzun süreli ve yüksek dozda kullanımlarda dikkatli olunmalıdır.

Halile sözcüğünün başka anlamları:
Bir erkeğin nikahlı karısı, zevce, eş.
Tekkelerde ve mehter müziğinde, genellikle çift olarak kullanılan, pirinçten çeşitli boyutlarda yapılmış, ince, yuvarlak, vurmalı çalgı aleti.
Metal alaşımlarından yapılan, tiz sesli, çekiçle dövülerek inceltilen bir perküsyon enstrümana verilen ad. Orkestralarda ritim elemanı olarak kullanılır. 

Cüce, kısa boylu (yöresel)...

Ecene,
(Eçene/Cüce)
Cüce, kısa boylu.
Mitolojik Varlık,
Sivas-
Gürün yöresinde halk ağzında cüce, kısa boylu kişlere ecene denir.
Türk masallarında ve mitolojisinde cüce anlamına gelen eçene (ecene) sözcüğü ile ifade edilir.
Eski Türk masallarında cüce; ecene.

Ecene sözcüğünün halk dilinde başka anlamları:
Ayakkabı yapılan hayvan derilerini delmek için kullanılan dikey açı biçiminde demirden bir araç.
Zanaatkarların tahtalarda köşeli delikler açmak için kullandıkları, elle tutulan kısmı ahşap, ucu demirden yapılmış bir alete verilen isimdir.
Tahtalarda köşeli delik açmak için kullanılan, ele gelen kısmı tahta, ucu demir araç.
Marangozların delik açmakta kullandıkları bir araç, keski, demir kalem.
Marangozların dört köşe delik açmakta kullandıkları aygıt.
Taşçıların kullandıkları bir araç.
Çocuk oyuncağı.
Cin gibi.

Ecene (çedene/eçene):
Yabani Antep Fıstığı Tohumu (Çedene).
Anadolu'ya özgü, lezzetli ve besleyici bir tohumdur; kavrulup tüketilir, kahvesi yapılır veya yağı çıkarılır.

Bir türün kapsamı içine giren somut varlık...

Birey,
Fert,
Zat,
İngilizce: individual,
Fransızca: individu,
Almanca: individuum,
Latince: indiviuum,
Bir türün kapsamı içine giren somut varlık.
Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık; fert.
Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri.
İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can; fert.
Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri; fert.
Belirli bir tür içinde kimi özellikleriyle öbürlerinden ayrılan ve bölünmez bir bütünlüğü olan varlık.
Bir toplumu oluşturan birimlere verilen ad.
Bir evrenin öğesi olan nesne; bir adın gösterdiği nesne.
Bir grup canlının, yapı ve görevleri bakımından tek bir varlık olan tek bir organizması; tür meydana getiren ve aralarında çiftleşebilen organizmaların herbiri.

Birey sözcüğünün başka anlamları:
Epeyce, iyice, usule uygun şekilde.
Bire hey.
Zat,

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ